Ekonomik ve Sosyal Konsey’i Bırak, 15 Şubat’a Bak!
Siyasi iktidar Ekonomik ve Sosyal Konseyi alelacele toplamaya karar verdi. Sonbahardan bu yana emekçilerin gündeme getirdikleri kriz, yoksulluk ve artan işsizlik hakkındaki uyarılara duyarsız kalan iktidarın birdenbire üstelik ”kriz ve işsizlik” gündemiyle konseyi toplamak istemesi düşündürücüdür.
Küresel ekonomik krizin ortaya çıkışından bu yana başta emekçiler olmak üzere örgütlü toplumsal kesimlerin uyarılarına karşı duyarsız kalan, diyoloğu dışlayan bir tutum içinde olan iktidarın davet yazısında en azından krizin varlığını kabul etmiş olması sevindiricidir. Ne var ki, önce krizin muhtemel etkileri karşısında sorumsuzca davranan siyasi iktidar, krizin sonuçlarıyla karşı karşıya gelmeye başladığında Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayarak, soruna karşı örgütlü toplumsal kesimlerle diyalog içinde, uzlaşmacı bir yaklaşımı benimsediği izlenimi yaratmak istemektedir. Öte yandan iktidarın Konsey toplantısından beklentisi, krizin bedelini emekçilere fatura edecek yaklaşımlarına toplumsal meşruiyet sağlamak üzerine kurulmuştur. Öncelikle iktidarın işsizlik konusunda izlediği politikaların temel yönelimi emekçiler tarafından kabul edilebilir değildir. İstihdam başlığı altında şimdiye kadar iktidarın ortaya koyduğu tüm yaklaşımlar sorunu sermaye kesimine kaynak aktarma yöntemiyle gidermeyi amaçlamaktadır. İşsizlik fonunda biriken emekçi birikimlerinin krizin birinci derecede sorumlusu olan sermaye kesimine aktarılması yoluyla işsizliğin önüne geçilebileceği yaklaşımı temelden yanlıştır. Siyasi iktidar geçtiğimiz günlerde ”Kısa Çalışma Ödeneği” uygulamasını başlatarak bu yanlışta ısrarcı olduğunu göstermiştir.
Emekçi örgütleri ile diyalog konusunda başbakanın sicili bozuktur. Bırakın diyaloğu, Başbakan, sendikalar ve sendikacılar üzerinde baskıcı tutumlarından vazgeçmeleri konusunda yaptığımız bütün uyarılara duyarsız kalmıştır. Özellikle Sağlık Bakanlığı’nda bağlı sendikamız SES MerkezYürütme Kurulu üyesi arkadaşlarımız Bedriye Yorgun ve Meryem Özsöğüt’ün memuriyetten çıkarılması karşısında kendisine bizzat yaptığımız başvuruyu yanıtlamaya bile tenezzül etmeyen Başbakanın, bügün bizleri diyalog adına ESK toplantısına davet etmesi emekçilere yönelik tutarsız, hasmane ve iki yüzlü yaklaşımının sonucudur.
İktidar, emekçilerin toplumsal taleplerinin yükselmeye, meydanların ısınmaya başladığı, yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayarak, krizin bedelini emekçilere ödetme projesine emekçileri dayanak göstermek, yanlış politikalarının sorumluluğuna bizleri ortak etmek istemektedir. İktidarın bu tutarsız, ilkesiz davetine icabet etmemiz mümkün değildir.
Eğer Başbakan, işsizlerin, yoksulların, emeklilerin, küçük üreticilerin, ev kadınlarının, gençlerin işçilerin, emekçilerin ve KESK’in kriz konusunda yaklaşımlarını merak ediyorsa, 15 Şubat’ta İstanbul’da yapacağımız “ İŞSİZLİĞE VE YOKSULLUĞA KARŞI EMEK VE DEMOKRASİ” Mitingini kulaklarını kabartıp, gözlerini açarak izlemelidir!
Yet even more than teacher preferences, some educators dissertation writing company say, uneven access to technology is holding back electronic alternatives to textbooks.