[vc_row][vc_column][vc_column_text custom_title=”HAKKIMIZDA”]
SES HAKKINDA
SES 70 İldeki örgütlülüğü, her geçen gün artan üye sayısı ve mücadele birikimi ile sağlık ve sosyal hizmet işkolunun en güçlü ve etkin sendikasıdır.
SES 1980’li yılların sonunda başlayan kamu emekçileri sendikalaşma mücadelesinin birleşik gücüdür.
SES 1990’lı yılların başlarında kurulan TÜM SAĞLIK – SEN, GENEL SAĞLIK-İŞ , SAĞLIK – SEN ve SOSYAL HİZMET- SEN Sendikalarının birleşmesi ile kurulmuştur.
SES ırkına, siyasal düşüncesine,inancına, cinsiyetine bakmaksızın tüm emekçilerin birliği için mücadele eder.Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini SES’e katılmaya çağırır.
SES sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda örgütlü bir sendika olup, buralarda görev yapan tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin (Tabip, Hemşire, Ebe, Sağlık Memuru, Yardımcı Hizmetli, Genel İdare Hizmetli (memur) Teknik Personel, Laborant, Diş Tabibi, Eczacı, Diyetisyen, Psikolog, Fizyoterapist, Öğretmen, Sosyal Hizmet Uzmanı, Biyolog, Kimyager, Odyometrist vb.) üye olabildiği bir sendikadır.
SES demokratik işleyişi, örgütsel bağımsızlığı, üyenin karar ve faaliyet süreçlerine katılımını esas alan işkolunun tek demokratik sendikasıdır.
SES Meslek, Özlük Hakları ve Hukuksal alanda yaptığı çalışma ve mücadele ile bugünden bir çok kazanıma imza atmış sendikadır.
SES Kamu Emekçileri Sendikal Hareketinde Umudun ve Mücadelenin adı olan KESK‘in (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) ve PSI (Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikaları Federasyonu)üyesidir. KESK, DİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ile birlikte ICFTU (Dünya Özgür İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ve ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) üyesidir.
SES; bütün anti demokratik uygulamalara, baskılara, hukuk dışılığa rağmen, on beş yıllık direniş ve mücadele birikiminin ifadesi olarak kendisini bu günlere taşıdı. Peki, dünden bugüne ne değişti?
Siyasi iktidar bugüne kadar bir çok hükümet değiştirdi. Buna rağmen yönetim anlayışı ve zihniyeti yerinde saymaya devam ediyor. Hatta dünden bugüne neo-liberal politikaların etkisiyle daha da geri bir noktaya gelindi.
IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi emperyalist kurumlarla olan ekonomik, siyasal ve hukuksal bağlar daha da güçlendirildi.
Emekçiler başta olmak üzere toplumun ezici bir çoğunluğu daha da yoksullaştı ve açlığa mahkum edildi.
Anti demokratik uygulamalar, insan hakları ihlalleri aynı yoğunlukta devam ettirildi. Yüzlerce sağlık ve sosyal hizmet emekçisi sürgüne tabi tutuldu, onlarca sağlık emekçisi kimliklerinden ve mücadele anlayışlarından dolayı katledildi.
Toplumsal barışın tesisi önündeki en büyük engel olarak siyasi iktidarın yasakçı ve inkarcı yönetim anlayışı ayak diremeye devam ediyor.
Savaş rüzgarları duruldu derken, yeniden savaş tamtamları çalınıyor. İç barışın tesis edilmesi ile ilgili soru işaretleri devam ediyor. Ülkemizde yaşanan 15 yıllık çatışma ortamı tekrar geri getirilmeye çalışılıyor. Anti demokratik uygulamalar, operasyonlar, faili meçhuller yeniden başlatılıyor. Barış talepleri sert müdahalelerle karşılanıyor.
Öğrencilerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, köylülerin ve toplumun tüm ezilen kesimlerinin demokratik tepkilerine karşı siyasi iktidar üç maymunu oynamaya devam ediyor.
Kısacası tüm emekçilerin ve halkların nefes boruları giderek tıkanıyor, yaşam giderek çekilmez bir hale sokuluyor.
SES kurulduğu günden beri sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine seslenişindeki talepleri hala güncelliğini koruyor.
Bu gün çözüm bekleyen bu taleplere karşı sendikamız SES sesini ve gücünü büyüterek mücadele vermeye devam ediyor.
Niceliksel olarak çoğalmanın nitelikli hale dönüştürülmesi ve mücadeleyi büyütmenin bugün daha bir önemi ve aciliyeti bulunuyor. Çünkü;
Bize rağmen çıkarılan grevsiz – toplu sözleşmesiz ve anti demokratik hükümlerle dolu olan 4688 sayılı yasa bile yetkililer tarafından hiçe sayılıyor. Bu yıl da kamu görevlilerinin ücretleri tek taraflı açıklandı ve sendikaların yetkisi siyasi ihtiyaçlara göre belirlendi.
1980’lerin başında fiilen uygulamaya konulan özelleştirmeci, IMF’ci neo-liberal politikalar bugün yasal güvenceye kavuşturularak süreç tamamlamaya çalışılıyor.
Kamu Yönetimi, Kamu Personel Reformu adı altında;
Kadrosuz çakılı sözleşmeli personel uygulamaları, kamu sağlık tesislerindeki döner sermaye gelirlerini arttıracak her türlü özelleştirmeci uygulamalar, memurların ve emeklilerinin özel sağlık kuruluşlarına doğrudan sevki, SSK hastanelerinin özelleştirme sürecine tabi tutulacağı SSK yasa tasarısı ve kamu sağlık kurumlarının sağlık hizmetini ihale yolu ile özel sektöre gördürmeyi sağlayan yasalar gibi uygulamalarla sağlıkta özelleştirme süreci tamamlanmaya çalışılıyor.
Çalışanlar arasındaki ücret dengesizliği giderek derinleşiyor, reel ücret kayıpları giderek artıyor, yeni yasa tasarıları ile iş güvencemiz elimizden alınmaya çalışılıyor.
Halkın sağlık ve sosyal hizmet alımını daha da zorlaştıran ücretli ve eşitsiz uygulamalar devam ediyor.
Halkın ve emekçilerin vergileriyle yaratılmış kurumlarımız özelleştirme adı altında yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekiliyor.
Evet, bugün mücadele etmenin ve direnmenin önemi on kat daha fazla artmış durumdadır.
On dört yıl önce de söyledik, bugün de söylüyoruz;
Emekçilere insanca bir yaşam ücreti,
Herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık ve sosyal hizmet,
Tüm emekçilere grev ve toplu sözleşme hakkı,
Çalışma ortamının demokratikleştirilmesi,
Toplumsal barışın tesisi ve demokratik, yaşanılır bir ülke
İçin
MÜCADELE ETTİK, MÜCADELE EDİYORUZ, MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ.
Emeğin, alınterimizin karşılığını almak
Demokratik normlara uygun bir sendika yasası,
Herkesin etkin şekilde sosyal güvenlik, iş güvenliği ve iş güvencesine sahip olması,
Kamu emekçilerini de kapsayan özgürlükçü, grev ve toplu sözleşmeli, ortak çalışanlar yasası,
İnsanca çalışma ve yaşam koşulları,
Meslek ve özlük haklarımız,
Herkese ulaşılabilir, ücretsiz, etkin bir sağlık ve sosyal hizmet,
Yaşamın her alanında barış ve demokrasi,
Herkese siyasete katılma ve özgürce siyasi faaliyette bulunma hakkı,
Cinsiyet ayrımcılığın yaşamın her alanında son bulması ve eşitliğin sağlanması,
Ekolojik denge ve çevrenin korunması,
Özgür Emek Demokratik Türkiye için,
SES’SİZ KALMA …
KATIL KAZANALIM
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]