Pandemi sürecinde kurumun uğradığı zarar gerekçe gösterilerek çalışanların ek ödemelerinde %20 den başlayan kesintiler yapılmıştır.
Biz Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi çalışanları olarak kazanılmış hakkımız olan ek ödemelerde kesinti yapılmasını kabul etmiyoruz.
Tasarruf yapılması gerektiğinde ilk yapılan çalışanların ücretlerinde kesintiye gitmek olmaktadır. 4D li personelden yapılan kesintiler de, şua izinlerinde radyoloji çalışanlarının ücret kesintisine uğraması da, vaad edildiği halde sürekli geciktirilen ve adaletsizliği ile çalışma barışımızı bozan pandemi ek ödemeleri de hep aynı sebeple karşımıza çıkmaktadır.
Pandemi süreci hali hazırda var olan sorunları artırırken, yönetim kadrosuna ulaşamamak sorun ve taleplerimizi ifade edememek de biz hastane çalışanlarını giderek zorlaşan şartlarda çalışmaya itmiştir.
Pandemi sürecinin başından itibaren bilgi paylaşımlarının eksik olması nedeniyle ilk talebimiz şeffaflık olmuştur. Sendikalar olarak ortak bir toplantı talep edilmiş; ancak pandemi nedeniyle randevu verilemeyeceği yanıtı alınmıştır. Yazılı olarak ilettiğimiz sorular ise henüz cevaplanmamıştır.
Sağlık emekçilerinin talepleri nettir;
Bugün için en acil olan; yapılan ücret kesintisinden geri dönülmelidir.
Temel ücretin en düşüğü yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmeli, üç ay tavandan yapılacağı duyurulan ek ödemeler tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmelidir.
Fiili Hizmet Süresi Zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayarak şekilde 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmeli, salgın döneminden kaynaklı olarak artı 1 yıl yıpranma payı hakkımız verilmelidir.
Ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayarak, en az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmelidir.
Sağlık alanında yeni atamaların hepsi kadrolu, güvenceli yapılmalıdır.
Covid-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tanzimi için “mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık” olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenlemeler derhal yapılmalıdır.
Sağlık hizmeti, klinik destek personelleri ve temizlik işçilerinden asistan ve uzman hekimine ve öğretim üyesine, ebe ve hemşirelerden paramediklere, ambulans şoföründen her birimdeki tekniker ve teknisyenlerine, güvenlik görevlilerine; psikoloğundan, eczacısından sosyal hizmet emekçilerine, sekreterinden idari-teknik tüm personellerine bir bütün olarak sağlık çalışanlarının görev paylaşımı ve iş birliğiyle yürütülmektedir. Ekip üyelerinin sorumlulukları birbirinden daha önemli sayılamayacağı gibi, her biri ekibin olmazsa olmazları ve birbirinin tamamlayıcısıdır.
Bu nedenle daha önce ek ödeme adaletsizliğine dair yaptığımız basın açıklamalarında da belirttiğimiz gibi sağlık çalışanlarının asıl talebi üç ay sürecek adaletsiz ek ödeme değil, güvenceli çalışma ve güvenli gelecek için, insanca yaşam için temel ücret artışıdır.
Ek ödemeler maaşa yansıtılmalı bir daha kesinti yapılmamalı ya da çalışanlar üzerinde tehdit unsuru olmaktan çıkarılmalıdır.
Bizler bu metinde imzası bulunan sağlık emek, meslek örgütleri yukarıdaki taleplerimizin karşılanması ve performans ödemelerinde yaşanan adaletsizliğin giderilmesi için ortak mücadelemizi sürdüreceğimizi duyuruyoruz.